Türkiye Cumhuriyeti, Ankara’da kurulan TBMM’nin 2. Dönem 1. Yasama Yılı oturumunda, saatler 20.30’u gösterirken kabul edilen anayasa değişikliğiyle resmen ilan edildi. Böylece egemenliğin kaynağı millet iradesi olarak belirlenirken, devlet yönetimi çağdaş ve demokratik bir temele kavuştu.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”

Cumhuriyet’in ilanı aynı zamanda Atatürk’ün yıllardır işaret ettiği hedefin tüm dünyaya ilanı oldu. Mustafa Kemal Atatürk, o tarihi oturumda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Efendiler, artık bugün Cumhuriyet ilan edilmiştir. Türkiye devleti artık milletiyle birlikte tam bağımsızlık yolunda emin adımlarla yürüyecektir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Bu sözler, yeni devletin temel felsefesinin de en açık ifadesi olarak tarihe geçti.
Saltanattan Cumhuriyete: Kökten bir dönüşüm

Cumhuriyet’e giden süreç, 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla başlamıştı. Osmanlı Devleti tarih sahnesinden çekilirken, millet iradesine dayalı yeni bir devlet yapısının temelleri hızla atıldı.

23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla egemenlik milletin eline geçmiş, Cumhuriyet’in ilanıyla da bu gerçek hukuken güvence altına alınmıştı.
Modern Türkiye’nin miladı

Cumhuriyet’in ilanı eğitimden hukuka, kadın haklarından bilime uzanan kapsamlı bir dönüşümün başlangıcı kabul ediliyor. Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlerle birlikte Türkiye, çağdaş dünya ile aynı çizgiye taşınmayı hedefledi.

Bugün Türkiye genelinde kamu kurumları, okullar, meydanlar ve sokaklar kırmızı beyaza bürünürken, milyonlarca yurttaş Cumhuriyet’in kazanımlarını kutluyor.

102 yıl önce bugün atılan adım, Türk milletinin kaderini değiştiren en büyük kırılma noktası olarak tarihteki yerini korumaya devam ediyor.
diyekonustu.com



 
             
            

 
                             
                             
                             
                             
                            