Erdoğan’dan Kandil’e çağrı: Silahı gömdüğünüz anda önünüz açılır

* Aziz milletim, vekil arkadaşlarım, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kalbi bizimle atan tüm dava arkadaşlarıma selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Toplantımıza katılan misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Yüce Allah dava arkadaşlığımızı daim eylesin.

* Dünya yeni ve köklü değişimin eşiğinde olmanın sancılarını yaşıyor. Bölgemiz savaşların, zulümlerin girdabında yanıyor. Böyle bir iklimde cumhur ittifakı olarak tarihi sorumlulukla karşı karşıyayız. İstikrar ve ekonomimizi korumanın mücadelesini veriyoruz. Bu tablo AK Parti ile Cumhur İttifakı ile sınırlandırılamayacak kadar önemli. Kendini bu millete meshul edenlerin katı vermesi, yıkıcı muhalefetten kaçınması gerekir. Söz konusu millet ve devlet ise gerisi teferruattır. Dünyada ortak duruş sergilendiğini görüyoruz. Biz de siyasi hayatımızda bunu savunduk. Ayrıştıran değil birleştiren olduk.

“TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ”

* Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmenin haklı gururu, gayreti içindeyiz. Söz verdik, sarsılmaz inançla hedefimize kilitlendik. Türkiye Yüzyılı hedefimize Allah’ın izni ile mutlaka kavuşacağız. Ülkemizde maalesef kendisi tuğla üstüne tuğla koymadığı gibi yapan işleri engelleyen muhalefet anlayışı mevcut. Yaptığımız her hizmeti ülkemizin hanesine kazandırdığımız her kazanımı bu zihniyete rağmen kazandık.

İKTİDARIN ‘KREŞ’ OYUNU

* MEB bir yazı gönderiyor. Bu hatırlatma kanuni bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Tıpkı öğrenci bursları meselesi gibi CHP yine istismar siyasetine sarılıyor. Kendi akıllarınca bize meydan okuyorlar. Cehalet tek başına katlanılabilir bir eksikliktir ama cehaletle ukalalık bir araya geldiğinde çekilmez bir hal alıyor. Anaokulu-kreş ayrımını dahi bilmiyorlar. Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar. Hadi okudular, anladılar diyelim; bu sefer de yalan ve iftira alışkanlığından kurtulamıyorlar. Türkiye bir hukuk ve nizam devletidir. Kural bellidir. Standartlar vardır. Kimse “Ben kuralları takmıyorum, kanunlara uymuyorum” diyemez. Siyasi fırsatçılık adına çocukların, ailelerin arkasına saklanacak kadar korkaklar, kifayetsizler.

TEĞMENLERİN YEMİNİ SORUŞTURMASI

* Neymiş, benim birincilere diploma vermemin değerlendirmesini yapıyorlar. Yapmam gereken onların diplomalarını vermektir. Bunların disiplinsizlikle ilgili yanlışı varsa o da disiplin kurulunun huzurumuza getirdiği bir neticedir. Teğmenlerle ilgili de önünü arkasını düşünmeden bodoslama bir tavır içine girdiler. Disiplin elbette her yerde lazımdır ama söz konusu TSK olduğunda hayati öneme sahiptir. Komutanlarının açık talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceklerini kim bilebilir? Kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? 

* Milletimizin göz bebeği olan ordumuzun yıpratılmasına da, siyasi emeller uğruna provoke edilmesine de eyvallah demeyiz. Bu ordunun bir zümrenin, bir partinin değil, milletin ordusudur. TSK peygamber ocağıdır. Bu ordu İslam’ın bayraktarlığını yapan şanlı bir ordudur. Kimse bu orduyu sağa sola çekmesin. CHP, ordumuzun ruh kökünü koparmaya muvaffak olamamıştır.

“TSK’NIN BAŞARILARINA İSTİSMARCILARIN GÖLGE DÜŞÜRMESİNE MÜSAADE ETMEYİZ”

* Kahraman ordumuz vesayet heveslerinden temizlendikçe, vatan savunması görevini çok daha başarılı bir şekilde yerine getirmeye başlamıştır. Kimse kusura bakmasın; karası, denizi ve havasıyla TSK’nın başarılarına terör örgütünün uzantılarıyla yan yana yürümekten gocunmayan istismarcıların gölge düşürmesine müsaade etmeyiz.

* 3-5 oy için “Mustafa Kemal’in itleri” hakaretini sineye çekeceksiniz, ayar üstüne ayar yerken gıkınızı çıkarmayacaksınız, hem seçim sürecinde Kandil ve Pensilvanya’dan gelen destek beyanlarına laf etmeyeceksiniz, hem de bugün karşımıza çıkıp Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, vatan, millet ve Mehmetçik sevgisinden bahsedeceksiniz. Siz önce kara siciliniz ile yüzleşin. Siz karşısında dut yemiş bülbüle döndüğünüz hakaretlere ses etmediğinizi hesabını verin. TSK’ya kimyasal iftirası atanlara sahip çıktığınızı açıklayın. Bize laf söylemek sizin haddinize mi? Milletimizin sizin omurgasız siyasetinize karnı tok. Siyaset virüsünün orduyu nasıl çökerttiğini Balkan Savaşlarında acı şekilde tecrübe ettik.

BAHÇELİ’NİN İMRALI ÇAĞRISI

* Sayın Bahçeli ile sadece iç siyasete değil dış politikaya dair pek çok konuyu ele alıyoruz. Sayın Bahçeli ile uyum ve eş güdüm içinde hareket ediyoruz. Cumhur İttifakı yolunda tekleşerek devam ediyor. Sayın Bahçeli gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi sosyal bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle ele alıyoruz.

“KARŞIMIZDAKİ TABLO ÇOK DA UMUTLU OLMAMIZA İZİN VERMİYOR”

* Terör belasını tüm imkanları kullanarak bertarafa etmekte kararlıyız. Türkler ile Kürtler arasında örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terörün olmadığı sırtını silaha ve dağa yaslayan terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısından sonra Kandil’den DEM’den gelen ilk açıklamalar her iki yapının da aynı kafada olduğuna işaret etmiştir. Bu kafanın değişmesi gerekiyor.

* Karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Geçmişte silahları gömeceksiniz dedim gömdüğünüz anda bizim için her şey önünüzü açmaktır. Silahları gömmezseniz bu devletin eli de sizin omuzunuzda olacaktır. Terörle mücadelemiz son teröristi ortadan kaldırıncaya kadar devam edecektir.

Ayrıntılar eklenecek…

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir