Güney Gazze kıyısındaki çadır kentlerde yaşayan yüz binlerce Filistinli için geçen haftaki fırtına adeta felakete dönüştü. Aylarca süren bombardımanlardan kaçıp derme çatma barınaklara sığınan halk, yağmur ve sert rüzgâr karşısında yine savunmasız kaldı.
62 yaşındaki Sabah el-Breem, kızı ve torunlarıyla birlikte kaldığı brandadan yapılmış barınağın fırtına sırasında iki kez çöktüğünü anlatırken, “Rüzgâr estiği gün bizim için kapkara bir gündü. Her şeyimiz ıslandı, bütün eşyalarımız mahvoldu” dedi. Ailesi defalarca yerinden edilen Breem, bu kışın üçüncü kez evsiz geçirecekleri bir dönem olduğunu söyledi.
500 bin Filistinli ‘Mavasi bölgesine sıkıştı’
Yaklaşık yarım milyon insanın barındığı dar kıyı şeridi Al-Mavasi’de fırtına, çadırları dağıttı, sokakları çamur gölüne çevirdi. Gazze’deki iki milyondan fazla insan, savaşın üçüncü kışına hazırlıksız şekilde giriyor.
The Guardian‘da yer alan habere göre: Çocuklar yağmur birikintilerinde yalınayak dolaşırken, aileler çökmeye hazır binaların altına sığınmak zorunda kaldı. Ancak bu yapılar da tehlikeli; çoğu yıkılmak üzere ve sadece naylonla kapatılmış deliklerden rüzgâr içeri giriyor.
Barınak en büyük ihtiyaç: ‘10 bin çadırı günde dağıtabiliriz ama izin yok’
Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze’de en büyük krizin barınma olduğunu belirtiyor. COGAT ise çadır ve branda girişlerinin engellenmediğini savunsa da, birçok STK hâlâ kritik malzemelerin ‘askerî amaçlı kullanılabilir’ gerekçesiyle içeri alınmadığını söylüyor.
Bir yardım kuruluşu yetkilisi, “İnsanlar artık açlıktan ölme noktasında değil ama yardım hâlâ yetersiz. Elimizde binlerce çadır var fakat bürokrasi yüzünden içeri sokamıyoruz. Aslında günde 10 bin çadır dağıtabiliriz” dedi.
Piyasada bir çadırın fiyatı 800 dolara kadar çıkıyor. Ancak iki yıllık savaşın ardından Gazze’de nakit para bulmak neredeyse imkânsız.
Yemek: Üç günde bir sıcak yemek
Beit Lahiya’dan gelen 29 yaşındaki Mahir Ebu Cerad, ailesinin neredeyse sadece konserve ürünlerle beslendiğini söyledi:
“Her üç günde bir toplu mutfaktan yemek geliyor, genelde pirinç ya da mercimek. Marketteki fiyatları karşılamamız mümkün değil. Su bulmak bile mücadele; günde ancak üç bidon doldurabiliyoruz.”
Sağlık riski hızla artıyor
Deir el-Belah’taki bir sağlık çalışanı, yağmur sularının çadırların etrafında biriktiğini, altyapı ve kanalizasyon olmadığı için hastalıkların hızla yayıldığını söyledi. Soğuk algınlığı, öksürük, eklem ağrıları ve diğer enfeksiyonlar şimdiden yaygın.
Kıyıya kurulan çadırları deniz dalgaları bile tehdit ediyor. Sabah el-Breem, “Dalgaların sesi yüzünden uyuyamıyoruz. Bazen deniz suyu çadırın içine kadar geliyor. Battaniyemiz yok, halımız yok, hiçbir şeyimiz yok” diye konuştu.
Siyasi belirsizlik sürüyor
Ateşkesin ilk aşamasının tamamlanmaya yaklaştığı belirtilirken, Trump’ın açıkladığı planın BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanması yeni bir sürecin kapısını araladı. Buna göre Gazze, Filistinli teknokratların yönettiği bir yapıya kavuşacak ve uluslararası bir istikrar gücü sahaya inecek. Ancak en kritik soru hâlâ cevapsız: Hamas silahsızlandırılacak mı?
‘Sıcak evlerimiz vardı, şimdi rüzgârla savaş veriyoruz’
53 yaşındaki Naama Arafat, savaş öncesindeki hayatını “sade ama huzurlu” olarak anlatıyor:
“Eskiden sıcak bir evimiz vardı, battaniyelerimiz, yatağımız… Şimdi rüzgâr yüzünden ateş bile yakamıyoruz. Tek dileğim, bu kışı sağ salim atlatmak ve dünyanın bize merhametle bakması.”
