Tekkeköy’de sandıklar açıldığında, halk değişim istemişti.
“Yeni bir nefes, yeni bir vizyon” diyerek koltuğa oturan Mustafa Candal, AK Parti’nin bölgedeki güçlü desteğini de arkasına alarak, büyük umutlarla göreve başladı.
Fakat o umut, mazbatayla birlikte belediyenin kapısından içeri girmedi.
Bugün gelinen noktada, Tekkeköy Belediyesi’nde 600’e yakın personel tam 4 aydır maaş alamıyor.
Bu sadece ekonomik bir kriz değil, aynı zamanda vicdani bir yıkım.
Çocuğuna harçlık veremeyen, faturasını ödeyemeyen, sabahları kredi borcuyla uyanan insanların dramı bu.
Ve her şeyin merkezinde bir belediye başkanı: Mustafa Candal.
Sayın Candal, seçim öncesi verdiğiniz sözlerin, dile getirdiğiniz vaatlerin, dağıttığınız umut paketlerinin hepsi bugün çökmüş durumda.
Belediyede tazminatları ödenmeyen işçiler mahkemelik, kurum hacizlerle boğuşuyor, ve aylardır memur ve işçilere maaş ödenemiyor.
Bu, artık “önceki dönem borcu” klişesiyle geçiştirilecek bir tablo değil.
Siz göreve geldikten sonra bu belediye tek bir kuruş gelir elde etmedi mi?
Her şey bu kadar mı çaresiz?
Yoksa bu kriz sadece kasada değil, yönetim anlayışınızda mı derinleşiyor?
Tüm yaşananlar, sadece belediye koridorlarında değil, evlerde, sofralarda, çocukların beslenme çantasında hissediliyor.
İşçinin alın teri, siyasetçinin bahanesi değildir.
Öte yandan AK Parti içinde yükselen homurtular da dikkate değer.
İnsanlar partide yaka silkeliyor…
Tekkeköy’de yaşanan bu tabloyu sadece muhalefet değil, iktidarın kendi teşkilatları da eleştiriyor.
Bu, sadece Candal için değil, AK Parti için de siyasi bir kırılma anı olabilir.
Çünkü seçmen bir daha sırtını döndüğünde, dönüşü zor olur.
Sayın Candal, size görev veren halktı.
Bugün o halk, sizden çözüm bekliyor.
İcraat yoksa, maaş yoksa, umut da yok demektir.
Bu çukur daha da derinleşmeden, çıkış yolunu ya siz gösterirsiniz…
Ya da sandık bir daha geldiğinde halk size çıkışı gösterir.
Sevgi ve saygıyla…