Bugün 1 Mayıs.
Emek ve Dayanışma Günü.
Sözde herkesin, işçinin alın terine saygı duruşunda bulunduğu, süslü açıklamalar yaptığı bir gün.
Ama Samsun’daki kamu hastanelerinin mutfağında pişen çorbanın buharı, bu sözlerin içini çoktan boşaltmış durumda.
Çünkü orada, yaklaşık 300 taşeron yemekhane işçisi yıllardır hem çalışıyor hem yok sayılıyor.
Bu insanlar sabahın köründe kalkıp hastaneye gidiyor, diyabetli hastaya özel yemek, bebek hastaya lapa yapıyor, diyetisyenle kafa kafaya verip menü düzenliyor ama hastanenin “parçası” sayılmıyor.
2016’da çıkarılan kadro düzenlemesinden de dışarıda bırakıldılar.
“Yüzde 70 kuralı” denen bir garabetle.
Yani iş var, sorumluluk var, alın teri var ama kadro yok.
Kadro olmayınca, emeklilikte hak da yok.
Tazminat da yok.
Peki, bu insanlar emekli olduklarında haklarını nasıl alacak?
Mahkemeye gidecekler.
Fakat orada da “arabuluculuk” denen başka bir duvar var.
Bakın, yıllarca çalışmış, örneğin 22 yıl emek vermiş bir işçi, 450 bin TL tazminat hakkı kazanıyor.
Ama arabulucu karşısına oturup şöyle diyor:
“300 bine razı ol, mahkemeye gidersen sürünürsün.”
Adam zaten işten çıkmış, geliri yok.
Çocuğu okuyor, borcu var.
Mecburen razı oluyor.
Hakkı 450 bin, eline geçeni 300 -350 bin.
100-150 bin lira buhar oluyor.
Yani sistem önce kadrodan dışlıyor, sonra yıllarını verdiği tazminatı masada kırıyor.
Üstelik bu bir iki kişinin hikâyesi değil.
Samsun’da bu davalara bakan avukatlar dosya dosya bu örnekleri anlatıyor.
Yani bu kader değil, bu organize bir adaletsizliktir.
Soruyorum:
Bu kadar insanın emeğini hiçe sayan sistemde kim sorumluluk alıyor?
Yemekhane işçisine bu reva görülürken, o mutfağın ruhsatına imza atan hastane yönetimi nerede?
İhaleyi düzenleyen bakanlık ne diyor?
Yıllar boyunca bu insanları taşeron şirketlere devredip kenara çekilen kamu otoritesi neyle meşgul?
Bugün 1 Mayıs.
Ve biz Gazete Arena olarak soru sormak istiyoruz.
Çünkü bu emekçilerin hakkı masa başında eritilemez.
Tazminat pazarlık konusu olamaz.
“Arabulucu” adı altında yapılan bu kesintiler, adı konulmamış bir emek hırsızlığıdır.
İşçi bu ülkenin yükü değil, taşıyıcısıdır.
Samsun maalesef 1 Mayıs‘ta bugün bu ayıpla anılacak.
Yarın görüşmek üzere.
Sevgi ve saygıyla…