Bugün 1 Mayıs. Emek ve Dayanışma Günü. Sözde herkesin, işçinin alın terine saygı duruşunda bulunduğu, süslü açıklamalar yaptığı bir gün. Ama Samsun’daki kamu hastanelerinin
Pazar gecesi Samsun‘un Canik ilçesinde yaşanan heyelan faciasında üç can daha toprağa düştü. Dün yazdığım “Tabutlar Ağır” başlıklı köşe yazımda olduğu gibi bugün bir kez daha, yüreğimizdeki
Sabah oluyor. Gazeteyi açıyorsunuz. Manşetimiz yine tanıdık: “Samsun’da kum ocağında iş kazası: Kepçe operatörü hayatını kaybetti.” Bir sonraki gün başka sayfada alt
Samsun’da kamu okulları görünmeyen ama derinleşen bir sosyal kriz yaşıyor. Kâğıt üzerinde her şey yolunda gibi görünse de, sınıf sıralarında bambaşka hikâyeler
Samsun sokaklarında her sabah aynı sahne: Bir teyze, kucağında bir bidon süt, yanında poşetle birkaç bağ pazı, belki birkaç domates, biraz da maydanoz.
Samsun’da yardım, gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi gidiyor? Yoksa bu iş, yıllar önce aynı cemaat evinde soba etrafında ısınmış, aynı “abi”ye selam vermiş, aynı
Teknoloji çağındayız.Bilgi çağındayız.Ama ne yazık ki Samsun’daki pek çok kamu kurumu, hâlâ bunu idrak edemedi.En temel iletişim aracı olan sosyal medya platformlarında
Son yıllarda toplum olarak en fazla ihtiyaç duyduğumuz kavramların başında “güvenlik” geliyor. Sokakta yürürken, çocuğumuzu okula gönderirken, gecenin bir yarısı eve dönerken