JWST, bugüne kadar geliştirilen kızılötesi ve optik teleskoplar arasında en derine bakabilen araç. Bu teleskop sayesinde gökbilimciler, Büyük Patlama’dan yalnızca 300 milyon yıl sonraya ait galaksilerden gelen ışığı gözlemleyebiliyor.
JWST’nin asıl hedefi, galaksilerin nasıl oluştuğunu ve süper kütleli kara deliklerin nasıl bu kadar erken büyüdüğünü anlamaktı. Ancak teleskop, geçmişe doğru bakıldıkça bilim insanlarını şaşırtan bulgular da sunuyor.
Bu sürprizlerden biri, Kansas Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı analizde ortaya çıktı. JWST tarafından görüntülenen 263 galaksinin dönüş yönleri incelendi. Mevcut evren modelleri, yeterince büyük ölçeklerde evrenin her yönde aşağı yukarı aynı olduğunu varsayar ve bu nedenle galaksilerin dönüş yönlerinde belirgin bir fark olmaması beklenir. Ancak elde edilen veriler bu beklentiyi boşa çıkardı.

Araştırmaya göre, 105 galaksi (%40) saat yönünün tersine dönerken, 158 galaksi (%60) saat yönünde dönüyor. Bu fark istatistiksel olarak önemli. Konuyla ilgili açıklama yapan Bilgisayar Bilimleri Doçenti Lior Shamir şöyle dedi:
“Galaksilerin dönüş yönlerini şekillerine bakarak sayısal analizle belirledik, ancak fark o kadar açık ki bir görüntüye bakan herhangi biri bile görebilir. James Webb Uzay Teleskobu’nun gücüyle, bunu herkes fark edebilir.”
Bu tür bulgular geçmişte de rapor edilmişti, ancak bu kadar çarpıcı değildi.
Peki, bu durum neyle açıklanabilir? Elde edilen sonuçları açıklayabilecek bazı kozmolojik modeller var, ancak bunlar standart teorilerin epey dışında.
Araştırma ekibi, yayımladıkları makalede şu ifadeleri kullandı:
“Eğer bu gözlem evrenin yapısını gerçekten yansıtıyorsa, bu durum erken evrende galaksilerin dönüş yönlerinin daha homojen olduğunu, zamanla ise daha kaotik hale geldiğini gösterir. Aynı zamanda galaktik kutup yakınlarında yer alan kozmolojik bir eksenin varlığına işaret edebilir.”
Bazı alternatif kozmolojik modellerde, evrenin büyük ölçekli bir eksene sahip olduğu varsayılır: elipsoidal evren, dipol Büyük Patlama veya izotropik enflasyon gibi. Bu senaryolarda galaksilerin dönüş yönleri, büyük ölçekli bu eksen etrafında hizalanır ve bu eksenin galaktik kutba yakın oluşu “tesadüfi” olarak değerlendirilebilir.
Evren bir kara deliğin içinde mi?

Ekip ayrıca, galaksilerin aynı yöne dönüyor gibi görünmesinin daha iddialı bir açıklamasını da sunuyor: Belki de evren, daha büyük bir evrendeki bir kara deliğin iç yüzeyi.
“Bir açıklama, evrenin dönerek doğmuş olmasıdır. Bu teori, evrenin bir kara deliğin içi olduğu yönündeki kara delik kozmolojisiyle uyumlu,” diyor Shamir. “Ama eğer evren gerçekten dönerek doğduysa, mevcut evren teorilerimiz eksik demektir.”
Bu elbette çok daha fazla kanıt gerektiren bir varsayım.
Alternatif açıklama: Doppler etkisi
Araştırmacılar bir başka ihtimali daha değerlendiriyor: Doppler kayması. Galaksiler, gözlemciden uzaklaşıyorsa ışıkları kırmızıya, yaklaşıyorsa maviye kayar. Eğer bu etki beklenenden daha büyükse, galaksilerin dönerken ışığı nasıl yaydığı da etkilenebilir.
Yani, Samanyolu ile ters yönde dönen galaksiler daha parlak görünüyor olabilir. Eğer Samanyolu’nun kendi dönüş hızı düşündüğümüzden daha fazla etki ediyorsa, kırmızıya kaymış uzak evrende bu galaksiler olduğundan fazla temsil ediliyor olabilir.

Shamir bu konuda şunları söylüyor:
“Eğer durum buysa, uzak evrendeki mesafe ölçümlerimizi yeniden kalibre etmemiz gerekecek. Bu kalibrasyon, evrenin genişleme hızlarındaki farklılıklar gibi çözülmemiş bazı diğer kozmolojik soruları da açıklayabilir. Hatta bazı galaksilerin evrenden daha yaşlı görünmesinin sebebi de bu olabilir.”
Sonuç olarak, bu ilgi çekici çalışma, daha birçok gözlem ve veriye ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Bulguların doğruluğu teyit edildikten sonra, hangi açıklamanın geçerli olduğu netlik kazanacak.
Söz konusu çalışma, Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayımlandı. Haberin erken bir versiyonu ilk olarak Mart 2025’te paylaşılmıştı.
diyekonustu.com

