Her halk pazarı günü…
Belki siz hâlâ uykudayken, birileri çoktan yola çıkmış oluyor.
Traktör kasalarında, minibüslerinde; toprağın kokusunu da, gecenin serinliğini de taşıyarak.
Gelin gibi süslenmiş tezgâhlar bir günde kurulmuyor çünkü.
Samsun’un dört bir yanında — Atakum’da, İlkadım’da, Tekkeköy’de, Canik’te — sabahın ilk ışıklarında başlayan bu hengame, akşam saatlerine kadar sürüyor.
Emekli bir ablamız, bahçesinden topladığı domatesi getiriyor. Bir başka amcamız, kendi elleriyle yetiştirdiği fasulyeyi, marulu, taptaze sunuyor halka.
Bu insanlar o tezgâhların ardında sadece mal satmıyor; alın terini, sabrını, geçim derdini seriyor gözümüzün önüne.
Ama bir sorun var.
Ve bu sorun yıllardır çözülmedi.
Aslında çözülmek istenmedi desem daha doğru olur.
Tuvalet.
Evet, bildiğiniz, basit, temel bir ihtiyaç.
Bir gün boyunca pazarda mesai yapan bu insanların, doğru düzgün tuvalete erişimi yok.
Emekçi ablalarımız, annelerimiz; yazın sıcağında kavruluyor, kışın soğuğunda üşüyor. Saatlerce o tezgâhların başında bekliyorlar.
Fakat kadınların çoğunun tuvalete gitmesi bile mesele.
Bir işletmeden rica etmek, bir kahvehanenin kapısında mahcup halde beklemek zorunda kalıyorlar.
Kadınlar için bu durum çok daha zor, çok daha utandırıcı.
Hele hele genç bir kızsanız ya da yaşlı bir teyzeyseniz…
Kimileri çevredeki esnafa gidip adeta izin istiyor.
“Afedersiniz, tuvaletinizi kullanabilir miyim?”
İşte bu soruyu bir insanın her gün sorması, bir şehir için ayıptır!
Oysa zabıtalar dört dönüyor pazarda.
İşgaliye paraları zamlı zamlı toplanıyor, ceza kesiliyor, denetim eksik olmuyor.
Peki hiç mi soran yok?
“Bir eksiğiniz var mı?”
“Tuvalet ihtiyaçlarınız karşılanıyor mu?”
Yok. Sadece tahsil var.
Buradan açık ve net bir çağrı yapıyorum:
Belediye başkanlarımıza, zabıta müdürlüklerine, kent yöneticilerine…
Pazarcının yükü sadece tezgâhtaki değil, siz de biraz omuz verin.
Bir iki portatif tuvalet koymak zor değil.
Haftalık temizlik ve bakım hizmetiyle onurlu bir çözüm sunmak mümkün.
Unutmayın, o domatesi sabah taze yiyorsanız, o marul hâlâ yemyeşilse,
arkasında bir gece mesaisi, sabah yorgunluğu ve —evet— gün boyu tuvalete gidemeyen bir pazar esnafı var.
Ve bizler bu şehri birlikte yaşıyoruz.
Birlikte insanca yaşamak istiyorsak, işe temel ihtiyaçlardan başlamalıyız.
Yarın görüşmek üzere.
Sevgiyle, vicdanla…