Kültür Park’ta yürüyen herkesin göz ucuyla gördüğü ama belki de fark etmediği bir şey var: Boş bir kaide.
Yani bir şeyin vaktiyle orada durduğunu belli eden, şimdi ise hiçbir şeyin üstünde olmadığı bir taş yığını.
Yıllar önce bir heykel vardı üzerinde.
Kaldırıldı.
Nedenini bilen biliyor, bilmeyen için ise sadece “yerinde yeller esiyor” cümlesi geçerli.
Ama mesele o değil.
Mesele, yıllardır hiçbir şey yapılmamış olması.
Bir zamanlar üzerinde heykel olan, şimdi ise sadece bir kaide olan o platform, 12 yıldır aynı soruyu sorduruyor:
“Neden hâlâ boş?”
Oysa her şey, Samsun’un yetiştirdiği en önemli sanatçılardan biri olan Orhan Gencebay için düşünülmüştü.
Büyükşehir Belediyesi 2013 yılında Gencebay’a vefa göstermek istemiş, Kültür Park’a bir heykelini yerleştirmişti.
Ve dürüst olmak gerekirse, yapılan heykel hiç de kötü değildi.
Heykelin detaylarında sanatçıyı tanıyan herkesin tanıyabileceği bir yüz, bir duruş, bir ruh vardı.
Belediye görevini yapmış, şehrin önemli bir figürünü ölümsüzleştirmek adına, üzerine düşeni yerine getirmişti.
Ancak Orhan Gencebay, heykelin bazı bölümlerini beğenmediğini ifade etti.
Estetik titizliği nedeniyle heykel, Gencebay’ın talebi doğrultusunda yerinden kaldırıldı.
Bugün ise tam 12 yıl geçti.
Ve o günden bu yana, kaide hâlâ orada.
Boş.
Sessiz.
Ve garip biçimde unutulmuş.
Yeni bir heykel mi yapılacak, yoksa artık o alan başka bir şeye mi dönüşecek, kimse bilmiyor.
İşte mesele burada başlıyor.
Sanatçının titizliğine elbette saygı duyulur.
Fakat bir şehir yönetimi için, bu kadar uzun süren bir “bekleyiş” neyin göstergesidir?
12 yıldır bir heykel yapılamaması, sadece teknik bir mesele değil; bir irade, bir planlama, bir sonuç meselesidir.
Heykelin yeniden yapılması gerekiyorsa yapılır, yapılamıyorsa kaidesi düzenlenir.
Ama bu belirsizlik, hem sanatçının adını hem de belediyenin emeğini değersizleştiriyor.
O boş kaide, bugün sadece fiziksel olarak değil; anlam olarak da boş kalıyor.
Orası ya bir heykelle dolmalı, ya da o boşluğun sebebi açıklanmalı.
Çünkü şehrin hafızası, unutmaya değil, tamamlamaya ihtiyaç duyar.
Belki de en doğru soru şu:
12 yıldır orada duran sadece bir taş mı?
Yoksa bir türlü tamamlanamayan bir hikâye mi?
Sevgi ve saygıyla…