İçindekiler
Mustafa Kemal Paşa Havza ve Kavak’ta…
MUSTAFA KEMAL PAŞA KAVAK’TA
Mustafa Kemal Paşa ve karargâhı 25 Mayıs 1919 Pazar günü öğle saatlerinde Kavak’a 3 adet otomobille geldi. Otomobilden inen Mustafa Kemal Paşa, binanın 2.katına çıktı. Nahiye Müdürü, Kavak’ın ileri gelen yönetici ve eşrafı oradaydı.
25 Mayıs 1919 Pazar sabahı Samsun’da Mantika Palas’ın pencerelerine yağmur damlaları hafiften vururken otelin önündeki yolda otomobiller sıralandı. Otomobillerin ikisi III. Kolordu Karargâhı merkezi olan Sivas’tan geldi diğeri ise Almanların Birinci Dünya Savaşı sonunda Musul’dan gelerek Ocak 1919’da Samsun’da bıraktıkları otomobildi. Bu otomobiller Alman yapımı Benz modellerdi.
23 Mayıs günü karargâhın eşyaları Havza’ya önceden gitti. Mantika Palas önünden yol alan otomobiller 15.Tümen’in bulunduğu askerî kışladan (bugünkü Esentepe Kışlası) Mamur Dağı’na doğru tırmandı. Çakallı’ya doğru inişe geçen otomobiller oradan Kavak’a doğru yöneldi. Kavak’ta Doruk Kahvehanesi’nin yanından geçerek Nahiye Müdürlüğü (bugünkü Halk Eğitim Merkezi) binasına gelen otomobillerin birinden Mustafa Kemal inerek binanın 2.katına çıktı.
Bu toplantıda bulunup hizmet eden Aziz Bey (Akal) içeride konuşulanları şöyle anlatır.
“Ağabeyim Yusuf; Mustafa Kemal’e çay mı kahve mi emir buyurursunuz” dedi. Mustafa Kemal de hava soğuk çay içelim diye cevap verdi. Mustafa Kemal oradakilere sordu:
-Mütareke ve bugünkü durumu nasıl bulursunuz?
-Kabul etmiyoruz. Hâlimiz çok perişandır.
Bunun üzerine Mustafa Kemal sordu:
-Pek iyi ne yapmak istiyorsunuz?
-Buna bir son verilmesi için büyüklerimizin, kumandanlarımızın düşündüklerini yapmayı… Eğer icap ederse, dedelerimizden kalıp sakladığımız silahlarımızla bu eşkıyalara karşı koyarız.
Bu konuşmadan sonra, otomobillerine binerek Havza’ya hareket ederlerken Mustafa Kemal son sözünü söyledi:
-Siz bir müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurunuz. Bana da Havza’ya bilgi veriniz.
Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri Cevat Abbas ise konuşmaların ardından Paşa’nın bina önünde toplanan Kavak halkına bir konuşma yaptığını belirtir.
Kavak Nahiye Müdürlüğü Binası
Mustafa Kemal Paşa’nın Kavak’a geldiği Benz otomobillerden birisi
KAVAKLILAR ONU ANAFARTALAR KAHRAMANI OLARAK TANIYORDU
Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri Cevat Abbas Gürer anılarında Kavak’ta o günü şöyle anlatır: Samsun’da 6-7 gün kalmıştık. Mustafa Kemal buradaki hazırlıklarını bu müddet zarfında tamamlamıştı. Ordudan kalmış olan dolma tekerlekli üç otomobil bulmuştuk. Samsun’dan Havza’ya gidiyorduk. Kavak’ta birkaç saat kaldık. Halk nahiye müdürlüğü binası önünde toplanmıştı. Şef orada onlarla konuştu.
Mustafa Kemal, Samsun’a çıktığı gün milletin sevgilisi idi. Mektepte arkadaşlarının, zabitken ordunun, ilk hürriyet rehberi olarak münevverlerin Anafartalar’da milletin ve tarihin sevgilisi olmuştur. Bizim milllet kahramanlığa hayrandır. Ona bütün millet bir kahraman, bir şef ve bütün insanlık faziletlerinin mümessili olarak bağrını açıyordu.
KAVAK HASTANE BAŞTABİBİ SUBAY ŞEHİDULLAH FİKRİ’NİN ANI DEFTERİNDE 25 MAYIS
… O günlerde ben Kafkas 5.Tümen 13. Alay’daki görevimle birlikte Kavak’taki hastanenin baştabipliğini de yapıyordum. Pontus eşkıyasının zulmü sürüp gidiyordu. Sayıları gün geçtikçe artan, tepeden tırnağa silahlı Rumların işledikleri cinayetler hiçbir ölçüye sığar gibi değildi. Yaptıkları başkaldırının, çeteciliğin ötesinde bir şeydi. Türkleri yurtlarından söküp atmak, öz topraklarında yaşatmamak için saldırıyorlardı.
Arkalarında dış kaynaklı destekleri, önlerinde Wilson prensiplerinin “Osmanlı yönetimindeki uluslara özerklik verilmesini öngören 12. Maddesi vardı. Ancak aynı maddede Türklerin hakları da tanınıyor, çoğunlukta olduğumuz bölgelerde egemenlik hakkımız vurgulanıyordu. Bu nedenle Pontusçular bir yandan dışarıdan göçmen getirterek Rum nüfusu arttırmaya öte yandan Karadeniz bölgesindeki Türkleri öldürmek ya da göçe zorlamak suretiyle Türk nüfusu azaltmaya çalışıyor böylece Rum azınlığı çoğunluğa çevirmeyi amaçlıyorlardı.
HÜSREV GEREDE’NİN GÜNLÜĞÜNDE 25 MAYIS
Sabah saat 9’da Samsun’dan hareket ederek 3 saat sonra Havza’ya geldik. Burada 5.Kafkas Tümeni’nin bir alayı var. Subayları pek sefil durumda. Er sayısı çok az. Bir otele idik Kavak’taki tabur komutanım da o gün sınıf arkadaşım çıktı. Kendisini ulusal egemenliğimiz konusunda gereği gibi aydınlattım.
DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ GÜMÜŞ DERE DURMAZ AKAR
Kavak’tan sonra otomobiller Havza’ya doğru yöneldi. Karadağ, Toptepe Köyü’nden sonra ilerlerken Karageçmiş Köyü yakınlarında Mustafa Kemal’in otomobili bozuldu. En sonunda Mustafa Kemal otomabilden indi ve iki arkadaşıyla yola yaya olarak devam etti. Dağların temiz havası ciğerlerine doluyordu. Bereketli toprağın kokusuna karışık civarın özgürlük havasına uyan subaylar bir şarkı mırıldanmaya başladı. Bu şarkı aslında bir İsveç şarkısıydı (Tre Trallande Jäntor)notalarından esinlenildi. Şarkının içeriğinden farklı olarak sözler Ali Ulvi Elöve tarafından yazılarak 1917’den itibaren askerinin belleğinde yer aldı.
Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar. Güneş ufukta şimdi doğar… Yürüyelim arkadaşlar! Sesimizi yer gök su dinlesin, Sert adımlarla her yer inlesin! Bu gök deniz nerede var? Nerede bu dağlar taşlar. Bu ağaçlar güzel kuşlar, Yürüyelim Arkadaşlar! Sesimizi yer gök su dinlesin, Sert adımlarla her yer inlesin!
MUSTAFA KEMAL PAŞA HAVZA’DA
Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’ya gelişini orada bulunan belediye başkanı İbrahim Bey’in anılarından dinleyelim:
Mirliva Mustafa Kemal Paşa namında bir zatın 20 kadar maiyet ve erkânıyla Havza’ya gelerek bir müddet burada kalacağı yer ihzarı düşünüldü. Ali Baba Oteli ve Ali Osman Ağazadelerin konağı ihzar ve tefriş olundu. Paşanın bütün hizmetini ifa içinde otel müdürü Ali Baba memur edilmişti. 25 Mayıs 1919 tarihinde öğleden sonra Mustafa Kemal Paşa otomobiliyle 20’ye yakın maiyet ve erkanıyla Havza’ya şereflendirdiler.
Bu büyük Türk kahramanının otel civarında kasabanın münevver ve mutebarana ve bir kıta asker karşıladı. Mirliva üniformasını taşıyan bir asker kıyafetiyle otomobilden inen paşa, kendisini selamlayan askeri teftiş ettikten ve erkân-ı hükûmetin ve halkın ellerini birer birer sıktıktan ve hatırlarını sorduktan sonra otele geldiler. Paşanın maiyet erkanı Miralay İbrahim Tali Bey, Kaymakam Arif Bey, Binbaşı Hüsrev, doktor Refik Saydam, Yüzbaşı Cevad Abbas, İstihbarat Müdürü Süreyya vesaire.
Mustafa Kemal’in Havza’ya gelişini ise orada bulanan Zübeyrzade Fuad şöyle anlatır:
“25 Mayıs 1919 –bu tarih Havzalılar için çok kıymetlidir- Mustafa Kemal Paşa öğleden sonra otomobillerde 20 kadar maiyeti ve erkânı ile Havza’yı şereflendirdiler. Anafartalar’ın tarihi kahramanını, otel civarında kasabanın aydınları ve eşrafı ile bir askerî kıta karşıladı. Kahverengi bir papak mirliva üniforması taşıyan haki bir ceketin külotlu ve çizmeli bir pantolonun tamamladığı sade ve mütavazi bir asker kıyafetiyle otomobilden inen Paşa, kendisini selamlayan askeri teftiş ettikten sonra subaylar ile hükûmet erkanının ve ileri gelenlerin ellerini sıktı ve ardından otele geldi. Mustafa Kemal Paşa’nın maiyetini teşkil eden kişiler; Miralay İbrahim Tali Bey, Kaymakam Arif Bey, Binbaşı Hüsrev Bey, Yüzbaşı Cevat Abbas Bey, Doktor Refik Bey, İstihbarat Müdürü Süreyya Bey.
Bunlardan başka bazı kişiler mevcudsalar da o zaman not etmek imkânı bulunamamıştı.
Ali Baba Oteli (Mesudiye Oteli)
KAYNAKÇA:
İbrahim Cebecioğlu “Atatürk Havza’da Neler Yaptı”19 Mayıs Halkevi Dergisi, Cilt 7, Sayı 66.
Zübeyrzade Mehmet Fuat, Yurdumuz Havza, (Haz. Ali Tuzcu), Ankara, 1998.
Sami Önal, Hüsrev Gerede’nin Anıları, Literatür Yayıncılık, İstanbul, 2002.
Baki Sarısakal, Belge ve Tanıklarla Samsun’dan Ankara’ya, Cilt,1, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Samsun, 2008Andrew Mango, Atatürk / Modern Türkiye’nin Kurucusu, çev. Füsun Doruker, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2016.
Avni Kaynar, “Atatürk Samsun’da” Turizm Dergisi, Yıl: 11, Sayı 11-75, s. 8-9 Ankara, Temmuz 1967.
Gotthard Jaeschke, Türkiye Kronolojisi, çev. Gülayşe Koçak, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1990.
M.Rıza Serhadoğlu, Savaşçı Doktorun İzinde, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005.
Turgut Gürer, Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, İstanbul, 2006.
Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1993.
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt II, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2016.
Lord Kinross, Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu, çev. Necdet Sander, Altın Kitaplar, İstanbul, 2018