İngiliz İstihbarat Subayı Hurst Havza'da

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İngiliz istihbarat subayları Samsun ve çevresindeki; asayiş, Hristiyan ahalinin durumu, mütarekenin uygulanma koşulları, Türk askerî birliklerin yapısı hakkında faaliyet yürütmüşlerdi. İngiliz subaylar bu kontrol sürecinde askerî ve mülkî binalara girmekte velhasıl askerî yetkililerden istediği kişileri makamlarına çağırarak çeşitli sorular sormaktaydı. İngiliz subay Salter 15. Tümene mensup birlikleri gezerek efrat ve zabitan odalarına, kiler ve depolara izinsiz bir biçimde girerek efrat ve zabitan mevcudunun yanı sıra silah, cephane ve erzak miktarını not etmişti. Aynı zamanda Samsun’daki silah ve cephane depolarına İngiliz asker nöbetçiler görevlendirerek buralardan hiçbir şey çıkartılmamasını istemişti. Oysa kıtaatın asayişi sağlamak üzere gerekli miktarda silah ve cephanenin depolardan alınması daha önce İngiliz subaylar tarafından uygun görülmüştü. 

BAŞPİSKOPOS GERMANOS SAMSUN’DA

29 Mayıs 1919’da terhis edilmiş 7 Türk askeri Merzifon yakınlarındaki Mahmutlu Köyü civarında bir çetenin yardımını alan Rum köylüler tarafından öldürülür. Bunun üzerine dört kişi hapse atılır. Mustafa Kemal, Erzurum’da kumandan olan Kazım Karabekir’e Karadeniz kıyı şeridindeki Rumların ayaklanabileceklerini, buna Türk köylerini silahlandırarak ve jandarmadan yararlanarak karşı koymak niyetinde olduğunu yazar. 

Havza’daki Rum halkı 30 Mayıs Cuma günü müslüman halkın tüm camileri doldurması ve miting yapması karşısında korkuya kapıldı.  Havza Piskoposu’ndan aldığı bilgilere göre Başpiskopos Germanos, Mustafa Kemal’in direnme hareketini örgütlediğini ve birçok Rum’u hapsettiğini söylemek üzere İngiliz İstihbarat Subayı Hurst’un Samsun’daki bürosuna  31 Mayıs 1919 günü geldi.

İNGİLİZ SUBAY HURST HAVZA’DA

Hurst olup biteni kendi gözleriyle görmek için 1 Haziran 1919’da Samsun’dan yola çıktı. O günkü durumu İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliği’ne şu şekilde rapor eder:

“…Havza’ya geldiğimizde kasabanın piskoposu beni ziyaret etti. 30 Mayıs günü camide bir toplantı yapıldığını ve belediye önünde de gösteri düzenlendiğini aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’nın da bu gösteriye katıldığını fakat konuşmadığını ancak Mustafa Kemal Paşa’nın, kaymakamın ve belediye reisinin kışkırtmasıyla halkın ileri gelenlerinden Fuad Efendi tarafından şiddetli bir konuşma yapıldığını ifade etti. Piskopostan sonra 4 Ermeni kadını da beni ziyaret etti. Kadınlardan biri camide Mustafa Kemal’in İzmir ile ilgili bir konuşma yaptığını öne sürdü. Diğer kadın da Türklerin Rumlar ve Ermenileri öldüreceklerini söyledi.”

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN TELGRAFLARI

Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam Damat Ferid Paşa’ya çektiği telgrafta; ulusun, bağımsızlığını korumaya kararlı olduğunu, kötü sonuçlara karşı her türlü özveriyi göze aldığını, ulusal vicdanı yansıtmayan haberlerin kaygı verici tepkiler doğurduğunu bildirdi. Havas-Reuter Ajansı,27 Mayıs tarihli haberinde Saltanat Şurası’nda konuşan bütün üyelerin, Türkiye’nin büyük bir devletin yardımını sağlaması yolunda görüş bildirdiklerini yaymıştı. Mustafa Kemal, müfettişliği bölgesindeki valiliklere, mutasarrıflara ve 15. Kolordu Komutanlığı’na gönderdiği genelgede de, Havas Router’in bu haberine karşılık, İstanbul gazetelerinin, şûraya katılan kişilerden yalnız birinin İngiliz himayesi, diğerlerinin tam bağımsızlık ve bir millet şûrası istediğini yazdığına dikkat çekti. Sadrazamdan bu farkın nedenini sorduğunu bildirdi. 

Mustafa kemal, idarecilere gönderdiği telgrafla, bölgelerinde Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin teşkilatı olup olmadığını varsa temsilcilerinin kimler olduğunu, başka illerle bağlantısının olup olmadığını sordu. Trabzon Valiliği’nden de Adem-i Merkeziyet Cemiyeti ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin vilayetteki durumu hakkında bilgi istedi. 

Osmanlı Hükûmeti Mustafa Kemal ile yanındakilerin ödeneklerine, eşkıya takibinde bulundukları ve gezici oldukları için maaşlarının yarısı kadar bir zam yapmayı kabul etti. Hükûmet ayrıca kıyılarda Rum çoğunluğu sağlamak için Yunanistan tarafından gönderildiklerini göz önüne alarak bundan böyle gelecek Rum göçmenlerin mülki ve askerî makamlarca sıkı bir kayıt altına alınmasını kararlaştırdı. 

Kazım Karabekir; Mustafa Kemal’in 30 Mayıs tarihli telgrafına cevap vererek Ermenilerin 30 bin kişilik kuvvetle Van’a yürümekte oludğu haberinin aslı olamayacağını, Ermenilerin kendi dertleriyle meşgul olmalarının muhtemel bulunduğunu, mevcutlarının 10 bini aşamayacağını, kendisinin herhangi bir saldırıya karşı koymaya hazır olduğunu bildirdi. Erzurum Valisi’nden de her işittiği haberi yazmamasını istedi. Bu haberi 29 Mayıs’ta Mustafa Kemal’e Erzurum Valisi Münir Bey yazmıştı. 

5.TÜMEN SUBAYI ŞEHİDULLAH FİKRİ’NİN ANILARINDA HAVZA

“HATİP ORTALIKTA GÖRÜNMÜYORDU”

… Daha önceleri kendi halinde yaşayıp giden kaza merkezimiz Havza, Mustafa Kemal Paşa’nın orada bulunduğu 25 Mayıs’tan itibaren geçen kısa zaman içinde nasıl olmuş da bir gâzâ merkezi haline dönüşüvermişti. 

Paşa kaplıca yakınındaki Mesudiye Oteli’nde kalıyordu. Maiyetinde bulunan asker ve sivil erkan Ali Osman Ağazadelerin konağına konuk edilmişlerdi. Mesudiye Oteli adeta bir ziyaretgâhtı. Gelenin gidenin haddi hesabı yoktu. Telaşla acele acele girip çıkanların arasında Miralay İbrahim Tali, Kurmay Binbaşı Hüsrev, meslektaşım Binbaşı Refik ve yüzbaşı Cevat Abbas beyleri sık sık görürdüm.

Olaylar bir biri ardınca ve bir öncekini düşünmeye zaman bırakmayacak bir hızla gelişmekteydi. 27 Mayıs’ta Yunan askerinin Aydın’a girmesinin hemen ardından Ayvalık’tan Ali Çetinkaya’nın yönettiği ilk direniş haberi gelmişti. Tamimin yayımlanması bu iki olayın arasına rastlar. Askeri ve mülki makamlara gönderilen genelgede, “işgal ve ilhak olaylarına karşı protesto mitingleri yapılması, Babıali’ye ve İstanbul hükûmetine müessir telgraflar çekilmesi… “isteniyordu. 

Havza’da heyecan galeyan mertebesindeydi. Belediye Reisi İbrahim Bey ile eşraftan Kadızade Hakkı, Tatarağasızade Eyüp, Mahmutağazade Bayram, Zübeyroğlu Fuad ve adlarını şimdi çıkaramadığım yurtseverler toplantı üstüne toplantı yapıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa’nın direktifleri ile “bir müdafaa-i hukuk cemiyetinin kurulması” halkın camilere toplanarak aydınlatılması, ses getirecek bir protesto mitinginin yapılması…” gibi kararlar bu toplantılarda alınmıştır. 

Mustafa Kemal Paşa’nın biz subaylar için de emirleri vardı: “Birliklerimiz bütünlüğünü koruyacak, yarın savaşa girecekmişçesine sıkı talimler yaptıracak ve çok yakında başlayacak vatan temizliğine hazır olacaktık.”

Günlerden 30 Mayıs 1919 Cuma… Mustafa Kemal Paşa’nın emrettiği protesto mitingi o gün Cuma namazından sonra yapılacaktı. Birkaç gün öncesinden çevre köylere, kasabalara haber salınmış, savunma ile görevli kişilerin dışında herkesin mitinge katılması istenmişti. 

Kasaba halkı, askerler, köylüler…. Namaz vakti geldiğinde Havza’nın 3 camisi de ağzına kadar dolmuştu. Ben Tabur Komutanım Yüzbaşı Saim ile birlikte Büyük Cami’deydim. Daha ilk Allahü ekber nidasında huşu dört bir yanı sardı buhur gibi…. Mustafa Kemal Paşa sanki keramet gösteriyordu. Hem cemaatin arasındaydı hem de her müminin yüreğinde… Önce namaz kalındı. Okunan mevlit bir toplu niyaz içindi. Sonunda hoca efendinin vaazına sıra geldi. Topluluğu huşudan coşkunluğa, mücadele azmine  taşıyacak konuşmanın tam sırasıydı. Ama olmadı; vaiz dualar okuyup Allah’a sığınmakla yetindi. Peki, ülkeleri düşman tarafından çiğnenen kullarına  Allah’ın farz kıldığı hiç mi görev yoktu?

Aynı gün Belediye Meydanı’nda protesto mitinginde ise tekbirler vardı. Reis İbrahim Bey ile bir başka hatibin konuşmaları vardı lakin toplantıyı ateşleyecek asıl hatip ortalıkta görünmüyordu. Son anda vazgeçtiği, miting sırasında kulaktan kulağa fısıldanarak yapıldı. 

 Ertesi gün 31 Mayıs 1919 Yüzbaşı Saim’i gördüm. Mustafa Kemal Paşa kendisini çağırmış ve şu talimatı vermişti: “Camideki vaizi yetersiz buldum. Miting için duyduklarım da hoşuma gitmedi. Toplantının davamıza yaraşır biçimde tekrarlanmasını istiyorum. Bu işi İbrahim Bey ile birlikte ele alacak ve ben burada iken bitireceksiniz.!”

Şehidullah Fikri

KAYNAKÇA:
Andrew Mango, Atatürk / Modern Türkiye’nin Kurucusu, çev. Füsun Doruker, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2016.
M.Rıza Serhadoğlu, Savaşçı Doktorun İzinde, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005.
Stefanos Yerasimos, Milliyetler ve Sınırlar, çev. Şirin Tekeli, İletişim Yayınları, İstanbul, 2000.
Mehmet Okur, “İngiliz İstihbarat Raporlarına Göre 1919’da Samsun’da Genel Durum”, İlkadımdan Cumhuriyet’e Milli Mücadele Sempozyumu, İlkadım Belediyesi Yayınları, , Samsun, 2008, s. 129-141,

İngiliz İstihbarat Subayı Hurst Havza'da

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi takip edin.