Samsun'a yeni Vali geldi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Refet Bey’in Mustafa Kemal’e önerisi onun da Dahiliye Nezareti’ne Canik Müstakil Sancağı’na mutasarrıf yapılması için gönderdiği telgraflar sonucunda Hamid Bey, bir İngiliz gambotuyla Samsun’a geldi. 

KAPANCIZADE HAMİT BEY KİMDİR?

1878 yılı Rodos Adası doğumludur. 1902’de İstanbul Mekteb-i Mülkiye’den mezun oldu. Fransızca, Rumça, İspanyolca ve Bulgarca’ya hâkimdi. Ege Adaları ve Selanik civarında kaymakamlıklarda bulunan Hamit Bey’in ilk mutasarrıflığı 1912’de Tokat’tır. Çanakkale, Kırklareli, Diyarbakır’da da mutasarrıflık görevlerinde bulundu. Birinci Dünya Savaşı sırasında Şark Vilayetlerinde Heyet-i Teftişiye görevinde dikkatleri üzerine çekti. 1918’de ikinci rütbeden ve tebdîlen Osmani nişanı ile taltif edildi. Mustafa Kemal Paşa’nın Canik Mutasarrıflığı için Dâhiliye Nezareti’ne Mayıs 1919’da önermesi üzerine 21 Mayıs 1919’ta bu görevi kabul etti. 27 Mayıs 1919’da İstanbul’dan İngiliz gambotuyla yola çıktı ve 29 Mayıs 1919 günü öğleden sonra Samsun’a ulaştı. 

Hamid Bey


KADIKÖY’DE RUMLARIN YAYLIM ATEŞİ

İlk akşam vekaleten Canik Sancağı mutasarrıflığına bakan Refet Bey ile Hamit Beyler, İngiliz karargâhının karşısında eskiden bir Rum tacirine ait olup bilâhare mutasarrıfların ikametine tahsis edilmiş olan evde bunda böyle takip edecekleri hareket tarzını görüşür iken gecenin sessizliği Kadıköy’de Rumlar tarafından açılan taciz ateşiyle bozuluyordu. Nitekim Hamit Bey gerek bu manzaradan gerekse Refet Bey’in kendisine naklettiklerinden Samsun’un asayişinin İstanbul’da iken duyduklarından ve resmî evrak üzerinde gördüğünden çok daha fena olduğunu anlamakta gecikmeyecektir. 

Hamid Bey, Samsun’a geldiğinde eşinden bir müjdeli haber alır. Çocuğu dünyaya gelir.  Anılarında Samsun’a çıkışını şöyle kaleme alır:

“… Samsun’a hareketimden kimsenin haberi olmadığı için sükunetle liman dairesine çıktım. Biraz sonra Refet Bey gelerek beni oradan alıp makamına götürdü. Livanın asayişini resmî evrak üzerinde gördüğümden hariçte işittiklerimden de çok fena buldum. İlk akşam Kolordu Kumandanı Refet Bey ile İngiliz karargahının karşısındaki evimizde yemek yerken Kadıköy’de Rumlar tarafından yaylım ateş yapılıyordu. Memuriyeti zemin ve zamana uymayan yalnız İttihatçıların mağduru telakki olduğu için gönderilen Fehmi Bey adında zavallı bir mutasarrıfa verilmiş olan hükûmet; nüfuz ve haysiyetini yitirmişti.”

HAVZA’DA MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ KURULDU

Havza Belediye Reisi İbrahim Bey anılarında 29 Mayıs gününü şöyle anlatır:

O gece 28 Mayıs’ı 29 Mayıs’a bağlayan tarihte kasabanın bütün münevveran ve mutebaranını ve ileri gelenlerini evime davet ettim. Memleketin geçirmekte olduğu felaketli günleri ve paşanın arzularını da ilave ederek anlattım. Bir müdafaa-i hukuk cemiyeti teşkil ve teşkilatın köylere varıncaya kadar teşmili lazım geleceğini bildirdim. Birçok müdavele-i efkârdan ve bazı zevatın endişesine lüzumsuz düşüncelerine kıymet ve ehemmiyet verilmeyerek müdafaa-i hukuk grubu oluşturuldu.

Mahmut Ağazade Bayram
Belediye Reisi İbrahim Bey
Kadızade Hakkı Efendi
Zübeyr Zade Fuad Bey
Sabık Mustantik Rifat Bey
Saatzade İbrahim Efendi 

Bu kişilerden teşekkülden cemiyetin isimlerini ihtiva eden bu listeyi paşaya takdim ettiğim zaman çok memnun ve mütehassıs oldular. Şimdi Samsun, Bafra, Çarşamba, Sinop, Giresun, Ordu, Çorum, Tokat, Sivas, Köprü, Ladik belediye reislerine telgrafla yazınız. Biz burada Müdafaa-i Hukuk cemiyeti teşekkül ettik. Siz de acele teşkil ediniz isimlerinizi bildiriniz ki muhabere edelim.

Zübeyrzade Mehmet Fuad Efendi ise müdafaa-i hukuk cemiyetinin nasıl oluşturulduğunu şu şekilde ele alır:

“… Arzu ve müsaadelerinden aldığımız kuvvetle sık sık Mustafa Kemal Paşa’yı ziyaret eden bazı kişiler paşanın gösterdiği yeni bir inkılâbın yolu üzerinde yoruma başladı. Bu cümleden olarak bir gece belediye reisi İbrahim Efendi’nin evinde toplanarak bir müdafaa-i hukuk cemiyeti oluşturdular. Bu cemiyet, ilk defa Anadolu’da küçük bir kasabanın sade bir evinde kurulmuştu. Kendilerini saklamak isteyen ve hatta İngilizler bizi götürürlerse  siz kurtaramazsınız fakat sizi götürürlerse biz kurtarırız safsatasını bile ortaya atan bazı kişilerin endişesine, lüzumsuz düşüncelerine hiçbir kıymet ve önem verilmemişti. Bu gün her vatanperver makamı, nasırlaşmış bir inatla ellerinde tutmak isteyen bu kişiler hakkındaki yargıyı tarihe ve tarihin o günlerine ait insanlarına terk ediyoruz. 

Havza Müdafaa-i Hukuk Temsilcilerinden Mahmut Ağazade Bayram

MUSTAFA KEMAL PAŞA’DAN KURTULUŞ REÇETESİ TELGRAFLAR

Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği kapalı bir telgrafta Kürtlere ve Kürtler üzerindeki etkisi bulunan Kürt ümerasından meşhur bazı kişilere resen ve kolordu vasıtasıyla telgraflar yazarak durumu ve kendilerince takınılması gereken tutum hakkında gereği gibi beyanat ve etkili öğütlerde bulundum dedi. İngilizlerin bağımsız Kürdistan için hangi bölgelere ağırlık verdiğini sordu. 

Mustafa Kemal, 3-15-20. Kolordu Komutanlıklarına Havza’dan gönderdiği kapalı telgrafta İtilaf devletlerinin Samsun ve Trabzon gibi Karadeniz kıyılarını işgal edebileceklerini, idarecilerle el ele vererek bağımsızlığın savunulması emrinde gerekli teşkilata girişmenin zorunlu olduğunu bildirdi. Doğu’da yabancı işgali olursa buna karşı jandarma ve askerî birliklerle karşı koyacağız. Köylüler de ellerindeki silahlarla köylerini savunacaklardır. Gerekli hazırlıklar yapılmalı, birlik mevcutları fazlalaştırılmalı, mevcut silahlar birleştirilmelidir.

Sivas’ta 3.Kolordu Komutanı Refet Beyefendiye
Erzurum’da 15.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine
Ankara’da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa Hazretlerine

1.İtilaf devletlerinin ulusumuzu güçsüz gören bir politika uyguladıkları, ulusal bağımsızlığımızı ve devletimizi ölüme sürüklemekte oldukları kesinleşmiştir. İzmir, Manisa’yı Yunanlara işgal ettirmekle başlayan son acımasız davranışları, İtalyanların Antalya ve Konya dolaylarında askeri işgallerini genişletmeleri ile bir kat daha kötü bir durum alacak; Samsun ve Trabzon gibi Karadeniz çıkış yerlerimizin de aynı duruma düşürülmesi hazırlıklarına başladıkları anlaşılıyor. Ermenistan hayali gerçekleştirme alanına çıkartılarak yaşayışımıza bir ölüm tokadının indirilmesi uzak değildir. Sıkı bir işgal altıda bulunun halifelik onuru ve başkentte itilaf temsilciliğinden bayağı tutsak işlemi gören başkentin üstü kapalı olarak taşraya işittirdiği son ses, içinde bulunduğumuz politik durumun acılığını bizlere pek iyi duyurdu. 

Ulusun tutsaklıklarından kurtarılması, egemen ve bağımsız olarak topraklarımızda yaşayabilmesi ancak kararlı ve onurlu ellerin, ulusu en kısa ve doğru yoldan haklarını ve bağımsızlığını savunmaya yönetilmesine bağlıdır. Güvenilebilir sivil memurlarla el ele vererek  bağımsızlığımızı savunacak örgütün dışarıdan sezilemeyecek bir yolla kurulmasını zorunlu görüyorum. Bu iş, görevimiz dolayısı ile biz askerlerin yurtseverlik sorumluluğuna düşmektedir. 

2. Doğu illerinde işgalin iki türlü olabileceğini düşünüyorum. Ya Karadeniz kıyısındaki Rum halkı başkaldırarak cumhuriyet kuracak ve bir yandan da güçlü iç ve özellikle dış çeteleri vilayetlerimizde  çapulculuk yapacaklardır. Buna karşı koyacağız jandarma ve askerî birliklerle bunları sıkı izleyeceğiz.İslam köyleri de ellerindeki silahlarla köylerini kendileri savunacaklardır. Ya da böyle bir başkaldırma ile gerek aynı olsun gerek olmasın büyük işgal birlikleri çıkarken kıyıda yerleşecek ve belki içerilere de geçecektir. Çıkan yalnız Yunan birlikleri olursa halkımız ve askerlerimizin gücü ile geri atma yolu bulunabilir.Öteki itilaf birlikleri olursa kıyıya yerleşmelerini gerektirecek ve içerideki tepkinin de aşağıdaki gibi mitingler ve günlük gösterilerle ulusal protestolar yapılabilir. Ama bu birliklerin içeri sarkmasına  açıkçası ülkemizi ele geçirmelerine karşı  doğal olarak halk ve asker bir bütün olarak bağımsızlığı silahla savunmaya uğraşacaktır. Bu ayaklanmalarla birlikte doğudan Ermenistan ve Gürcistan yönlerinden gelecek saldırılar göz önüne alınarak başkaca yerlerin çetelerle savunulmasının şimdiden hazırlanması, kıyıya yakın olup, yabancı denetiminden uzak kalmış yerlerdeki silah, cephane, donatım ve askerî sağlık gereçlerinin uygun bir yolla, sezdirilmeden içerilere taşınmasının sağlanması, denetim altında bulunanların bile kaçırılması hazırlıkların şimdiden yapılması, köylerin durumuna göre halkın kendi köyünü savunma ya da yakınındaki  askerî birliklere katkılarına göre hazırlıklara başlanması ve bunun için silah ve cephanenin ve yiyecek türlerinin zamanında saptanması ve birlik sayılarının artırılması ve birlikler elinde bulunan silahların elden geldiğince birleştirilmesi, gerekli gereçlerin, yiyecek maddelerinin güvencesi ve cephanenin sağlanması, önemli yollardaki büyük yapıların gerektiğinde yıkılmak üzere hazırlandığı gibi sorunların şimdiden düşünülerek oldukça gizli bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekir.

20.Kolordu’nun batıdan doğuya ve 12. Kolordu’nun Adana dolaylarından doğuya gelen yönleri güvenli duruma getirilmesine gerek olacağı görüşündeyim. Belirtilen görüşlere ilişkin yüksek görüşlerinizin bildirilmesini dileriz. 

3. Yalnız gizli olarak 3.-15. ve 20.Kolordu komutanlarına yazılmıştır. 

9.Ordu Birlikleri Müfettişi
Fahri Yaveri Hazreti Şehriyari
Mustafa Kemal

KAYNAKÇA:
Halit Eken, Kapancızade Hamit Bey, Yeditepe Yayınları, İstanbul,2008.
Dursun Ali Akbulut, “Hamit Bey’in Samsun Mutasarrıflığı Karşısında Karşılaştığı Problemler”, 19 Mayıs ve Milli Mücadele Samsun Sempozyumu, Samsun 16-20 Mayıs 1994, s. 105-113.
Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1993.
Gotthard Jaeschke, "Havza ‘da Mustafa Kemal Paşa ”, Belleten, C. XLVI, Sayı: 1 82 , TTK.
İbrahim Cebecioğlu“Atatürk Havza’da Neler Yaptı”19 Mayıs Halkevi Dergisi, Cilt 7, Sayı 66.
Zübeyrzade Mehmet Fuat, Yurdumuz Havza, (Haz. Ali Tuzcu), Ankara, 1998.
Baki Sarısakal, Belge ve Tanıklarla Samsun’dan Ankara’ya, Cilt,1, Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Samsun, 2008.

Samsun'a yeni Vali geldi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi takip edin.