Hezarfen Ahmet Çelebi'nin hikayesi!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HEZARFEN AHMED ÇELEBİ KİMDİR?
Hezârfen Ahmed Çelebi, 1609-1640 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşadığı bilinen Müslüman bir Türk bilginidir.

EVLİYA ÇELEBİ BAHSEDİYOR
Hezârfen Ahmed Çelebi hakkında kısıtlı bilgi vardır ancak bu bilgilerden en önemlisi Evliya Çelebi’nin yazdığı Seyahatname’dedir. Hezârfen Ahmed Çelebi’nin kendi geliştirdiği takma kanatlar aracılığı ile uçtuğu bilinmektedir.

GALATA KULESİ ÜZERİNDEN…
Hezarfen Ahmet Çelebi, 1623-1640 yılları arasında uçma tasarısını geliştirmiştir.  1632 senesinde ise lodoslu bir havada İstanbul’daki Galata Kulesi’nden, kendi geliştirdiği portatif kuş kanatlarına benzer bir mekanizmayı kollarına takıp kendini boşluğa bırakmıştır.

İSTANBUL BOĞAZINI GEÇTİ VE…
Hezarfen Ahmet Çelebi, kanatlar sayesinde uçarak İstanbul Boğazı’nı geçmiştir. 6 bin metre uzaklıkta bulunan Üsküdar’da Doğancılar bölgesine indiği kaydedilen Hezarfen Ahmet Çelebi, Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden biridir.

FİRNAS’TAN SONRA UÇAN İLK İNSAN
Hezârfen Ahmed Çelebi’nin berberi olan ve aynı zamanda da fizikçi olan Abbas Kasım İbn Firnas’tan sonra, uçmayı başaran ilk insan olduğu kaydedilmiştir.

LEONARDO DA VİNCİ’NİN…
Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçmadaki ilk denemelerinde, ciddi uğraşlar verdiği varsayılmaktadır. Çelebi, Leonardo Da Vinci’nin uçabilme noktasında yaptığı çalışmalarında kendinden çok daha önce deneyler yaptığı bilinen 10’uncu yüzyıl Müslüman alimlerinden biri olan İsmail Cevheri’nin çalışmalarından ilham aldığı rivayeti vardır.

KUŞLARIN UÇUŞ HAREKETLERİ…
Hatta, Hezarfen Ahmet Çelebi’nin İsmail Cevheri’nin, kuşların uçuş hareketlerini inceleyerek, tarihe geçen bu uçuşundan önce hazırladığı kanatların sağlamlığını ölçmek adına Ok Meydanı’nda çeşitli deneyler ve denemeler de yaptığı tarihe kaydedilmiştir.

EVLİYA ÇELEBİ ANLATTI: SULTAN MURAD CEZAYİR’E SÜRDÜ
Ünlü gezgin Evliya Çelebi, kaleme aldığı Seyahatname’de Hezarfen Ahmet Çelebi’den şu cümlelerle söz etmiştir: “Evvela, Okmeydanının minberi üzerinde, rüzgârın şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada uçarak talim etmiştir. Sonra Sultan Murad Han Sarayburnu’nda Sinan Paşa Köşkü’nde seyrederken, Galata Kulesi’nin taa tepesinden lodos rüzgârı ile uçarak, Üsküdar’da Doğancılar meydanına inmiştir. Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: “Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil," diye Gâzir’e (Cezayir) nefyeylemiştir (sürmüştür). Orada merhum oldu.”

ONA NEDEN ‘HEZARFEN’ DENİYOR?
Hezârfen Ahmed Çelebi’ye, çok fazla bilgi sahibi olduğundan dolayı halk arasında, ‘Hezarfen’ lakabı takıldığı kaydedilmektedir. ‘Hezarfen’ kelimesi şöyle ortaya çıkmıştır: Farsça kökenli bir kelime olan ve 1000 anlamına gelen ‘Hezar’a, bilimli anlamına gelen ‘bin fenli’ diğer anlamıyla ‘pek çok şey bilen’ anlamına gelen ikinci bir kelime eklenmiştir.

Hezarfen Ahmet Çelebi'nin hikayesi!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi takip edin.