MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Batı’nın Rusya karşısında ayakta tutmaya çalıştığı NATO yapısına benzer bir güvenlik ve savunma örgütüne İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu, İsrail’in saldırılarıyla açıkça görülmüştür. Bu ihtiyaca cevaben, Partimizin önerdiği “Kudüs Paktı” derhal hayata geçirilmeli, İslam ülkelerinin güvenliği hiçbir ülkenin insafına ve inisiyatifine bırakılmamalı, bu gibi durumlarda İslam ülkelerinin ortak güvenlik mekanizması işleterek işbirliği ve eşgüdüm halinde İslam’a ve mukaddesatımıza uzanan elleri bertaraf edebilmesi acilen temin edilmelidir” ifadelerini kullandı.
TRT Haber’e konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde:
“Gazze başta olmak üzere Filistin’de İsrail’in hunharca işlediği soykırım devam etmektedir. Türkiye en başından beri, İsrail’i bu zulümden vazgeçirmek, mazlum Filistin halkına destekte bulunmak ve 1967 sınırları dâhilinde, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin’in tanınması suretiyle iki devletli çözümle kalıcı barış, huzur ve güven ortamını sağlamak üzere hassas ve akılcı bir politika izlemiştir. Türkiye’nin her platformda dile getirip özenle savunduğu politikalar, takdire şayandır.
‘İSRAİL BÖLGENİN EN BÜYÜK GÜVENLİK TEHDİDİ’
Zira Türkiye, Ortadoğu’da barışın sözcüsü ve savunucusu olurken, İsrail bölgenin en büyük güvenlik tehdidi olarak öne çıkmıştır.
İsrail; Filistin, Lübnan ve Suriye’de Türkiye’nin karşısında yer almaktadır. Türkiye’nin hasmı olan her yapı ve grup, İsrail tarafından istismar edilmektedir. İsrail adeta Türkiye ile bu coğrafyada Türkiye’ye karşı bir vekâlet savaşına girişmiş görünmektedir.
‘İSRAİL’İN NİHAİ HEDEFİ TÜRKİYE’
Bir devlet politikası olarak başlatılan ve kamuoyunun büyük ekseriyetinde karşılık bulan “Terörsüz Türkiye” ve istikrarlı bölge hamlesi, İsrail’in Türkiye hasımlığını açık etmiştir. İsrail’in Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Mescidi Aksa’da kısacası her yerde karşımıza çıkıyor olması tesadüf değildir. İsrail’in nihai hedefi Türkiye’dir ve etrafımızı çevreleme politikası gözümüzden kaçmamaktadır.
Bu durum uyguladığı soykırım ve adaletsizliklerle birlikte değerlendirildiğinde bizim için sürdürülebilir değildir ve İsrail bu yayılmacı tavrından vazgeçmezse uluslararası hukuka göre mukabele kaçınılmaz görünmektedir.
‘SOYKIRIMA VARAN KANLI TABLO GAZZE’Yİ PERİŞAN ETTİ’
7 Ekim 2023 tarihinden buyana dünyanın ve beşeriyetin nadiren şahit olduğu en ağır katliamlardan biri ve hatta soykırıma varan kanlı tablo Gazze’yi perişan etmiştir. İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği haksız, hukuksuz ve insanlık dışı saldırılar sonucunda, 22 Eylül 2025 itibariyle hayatını kaybedenlerin sayısı en az 65 bin 344, yaralananların sayısı ise 166 bin 795 kişi olmuştur.
Gazze’de taş üstünde taş bırakılmamış, bebek, çocuk, kadın ve sivil halk demeden katledilmiştir. Dünyanın gözü önünde tarifi ve tahammülü olmayan insanlık suçları işlenmiştir. Uluslararası hukuk alenen çiğnenmiş, Birleşmiş Milletler kararları yok sayılmıştır.
9 Eylül 2025 tarihinde Katar’ın başkenti Doha’da Hamas ile Katar ve Mısır’ın da aralarında olduğu ateşkese dair görüşmeleri sırasında heyet üyelerinin görüşme yaptığı bina İsrail tarafından bombalanmıştır. İsrail’in ateşkes veya barış istemediği, kaos ve çatışma ortamını tırmandırmak istediği, barış için aracılık eden sözümona ABD’nin müttefiki ülkeleri dahi hedefe koyabildiği ve tüm Filistinlilere yönelik bir soykırım niyetinde olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
‘İSRAİL’E YÖNELİK 25 MADDELİK ORTAK BİLDİRİ’
Bu gelişmeler üzerine İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 15 Eylül 2025 tarihinde Katar’ın başkenti Doha’da olağanüstü toplanmıştır. Bu toplantıda İsrail şiddetle kınanmış ve İsrail’e yönelik 25 maddelik ortak bir bildiri yayımlanmıştır.
Yapılan değerlendirmeler İsrail’in Gazze’de uyguladığı katliamları kınamaya yöneliktir. Buna mukabil İsrail’in durdurulabilmesi için siyasi, ekonomik yaptırım uygulanması ve savunma sanayinin güçlendirilmesi yönündeki güçlü değerlendirmeyi, toplantıya katılan 57 ülke içinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır.
Bu şekilde bölgesel caydırıcılık sağlamak hedeflenirken NATO’nun 5. maddesine benzer şekilde ‘birimize yapılan saldırı hepimize yapılmış sayılır’ prensibi İİT ve Arap Ligi kapsamında somut bir savunma mekanizmasına dönüşebileceği değerlendirilmiştir.
İsrail, İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü toplantı kararlarının açıklanmasının hemen ardından 16 Eylül sabahı Gazze’ye kapsamlı bir kara harekâtı başlatmıştır. Zaten taş üstünde taş kalmamış olan Gazze’yi tamamen süpürme harekatını uygulamaya koymuştur.”
TRT Haber

