Çarşamba köylüsü: 3 liralık araziyi 13 liraya alıyorlar!

Oltan ve Köleoğlu Elektrik ve Enerji Üretimi Ticaret A.Ş.’nin Türkiye’nin sayılı nitelikli tarım arazilerine sahip Çarşamba Ovası’nda ısrarla kurulumunu sürdürdüğü biyokütle yakıtlı enerji santralinde telaş bitmiyor. Bakanlar Kurulu kararıyla nitelikli tarım arazisi ilan edilen ve Türkiye’nin sayılı verimli topraklarına sahip Çarşamba Ovası’nda hakkına açılan davalara rağmen kurulumu ısrarla sürdürülen biyokütle enerji santrali çalışmalarına hummalı bir şekilde devam ediyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) bağlı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’ndan (YEKDEM) (30 milyon dolar) destek alabilmek için yaptığı başvurunun gerekliliklerini yerine getirmeye çalışan santral, enerji üretimini ekim ayı sonuna planlıyor. Santralde çalışmalar hızla devam ederken, diğer yandan depolama alanlarını genişletiyor. Edinilen bilgilere göre, yetkililer kapı kapı gezerek, santralin kurulu olduğu bölgedeki arazileri almak için köylüye ederinden yüksek paralar teklif ediyor.

‘BENİ DAHA ŞİMDİDEN İŞİMDEN ETTİLER’

 Gazete Gerçek Haber Müdürü ve diyekonustu.com Genel Yayın Yönetmeni Tolga BİRGÜCÜ‘ye konuşan 70 yaşındaki Hüseyin Üstün, “Ben burada yıllardır lokanta işletiyorum ama bu santral yüzünden işyerini kiraya vermek zorunda kaldım. Santral çalışmaları nedeniyle buradaki araç trafiği bizi canımızdan bezdirdi. Tozdan duramıyoruz. Gelen giden kamyonun, dozerin, kepçenin yani iş makinasının haddi hesabı yok. Ben burada santral falan istemiyorum. Beni daha şimdiden işimden ettiler, bu santral faaliyete geçtiğinde daha kim bilir neler olacak” diye konuştu.

‘BÜTÜN TOZ LOKANTAMIN İÇİNDE’

“Çarşambalı toprağını bırakmaz” diyen Hüseyin Üstün, şöyle devam etti: “Araç trafiği başladığında ben elime silahı aldım, buradan araba geçirmedim. Şef yanıma geldi, derdimi dinledi ve yardımcı olmak istediklerini söyledi. Sonra geldiler, geçtikleri yollara çakıl döktü silindirle ezdiler. Yine toz oldu, her gün 3 defa sulayacaklarını söylediler ne sulama var ne bir şey. Bütün toz lokantanın içine, evlerimizin içine doluyor. Lanet olsun bunlara.”

‘KÖYLÜYÜ RESMEN SATIN ALDILAR’

Yaşadıkları topraklarda kesinlikle santral istemediklerini vurgulayan 48 yaşındaki Mustafa Üstün, “Santrali istemiyoruz, istemiyoruz, istemiyoruz. ‘Santralin bize zararı yok’ diyenlerin hepsi, burada yaşayıp santralde çalışan insanlardır. İşlerinden güçlerinden olacaklar diye kendilerini şereflerini satıyorlar. Köyden 15-20 kişi çalışıyor santralde. Biz burada bir avuç insanız. Köylüyü resmen satılan aldılar ve almaya da devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

 ‘3 LİRALIK ARAZİYİ 13 LİRAYA ALIYORLAR’ 

61 yaşındaki İsa Batçı ise santralle mücadele için dernek kurduklarını ifade ederek, “Gücümüz yetmiyor. Köylüyü satın alıyorlar. Burada 3 liralık araziyi 13 liraya alıyorlar. Paraya tav olan köylü arazisini hiç düşünmeden satıyor. Benden de istediler arazimi ama satmadım, vermedim. Ben kendimi, geleceğimi, çocuklarımı ve şerefimi paraya değişmem. Bu topraklar bizim topraklarımız. Köyümüzde namuslu insanlar da var elbet, arazisini paraya değişmeyen ama bu insanlar çok az” ifadelerini kullandı.

‘SİYASİLER KÖYLÜYÜ BİR TARAFA ATTILAR’

“Bu santrali destekleyenlerin başında AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş var” diyen İsa Batçı, “Bu santrali destekleyenlerin başında önceki Samsun Valisi Osman Kaymak var, AK Parti İl Başkanı Ersan Aksu var, Çarşamba Belediye Başkanı Halit Doğan da işin içerisinde. Ben Halit Doğan seçime gireceği zaman İstanbul’daydım. Aday olduğunu duyduğumda çok sevindim ama şimdi bakıyorum, tamamen hayal kırıklığı. Umduğumuzu bulamadık. Bu insanlar seçim zamanı geldiğinde bize gelip oy istemesini biliyorlar. Ellerimiz kırılsaydı da vermeseydik. Köylüyü bir tarafa attılar, zengini tuttular” dedi.

‘SAMSUN MİLLETVEKİLLERİNE SESLENİYORUM’

İsa Batçı, şöyle devam etti: “Buradan Samsun’umuzun milletvekillerine sesleniyorum. Biz sizlere oy verdik. Sizi biz seçtik. CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu haricinde kimse bize sarp çıkmadı. Elinizi taşın altına koyun, bizim sesimize kulak verin. Bizi aşıyor bu olay. Gücümüz yetmiyor. Bu olayı tamamen sizlere mal etmiyoruz ama bize sahip çıkın. Gelin derdimizi dinleyin, gelin birlik olalım. Yoksa burada çok kötü şeyler olacak. Bu köylü santral yüzünden başına bela alacak.”