Bu yaklaşıma göre, üç boyutlu olarak algıladığımız evren aslında iki boyutlu bir sınır yüzeyinin holografik yansıması. Yani gördüğümüz, hissettiğimiz ve ölçtüğümüz her şey, bir kara deliğin olay ufkunda gerçekleşen fiziksel süreçlerden türemiş olabilir.
Kara delik paradoksu bu fikri doğurdu
Kara delikler, modern fiziğin en büyük bilmecelerinden biri olmaya devam ediyor. Genel görelilik kuramına göre kara delikler, içlerine giren hiçbir bilginin dışarı çıkmasına izin vermiyor. Ancak Stephen Hawking’in ortaya koyduğu Hawking ışıması, kara deliklerin zamanla buharlaşabileceğini gösterdi.

Bu durum, “kara delik bilgi paradoksu” olarak bilinen büyük bir çelişkiyi doğurdu: Eğer kara delikler buharlaşıyorsa, içlerindeki bilgi nereye gidiyor? Oysa kuantum mekaniğine göre bilgi yok edilemez.
Fransız astrofizikçi Jean-Pierre Luminet, bu çelişkinin modern fiziğin temel ilkeleriyle çatıştığını vurguluyor ve sorunun onlarca yıldır çözülemediğine dikkat çekiyor.
Bilgi içeride değil, sınırda olabilir
Bu paradoksa yönelik önemli bir çözüm önerisi, Nobel ödüllü fizikçi Gerard ’t Hooft’tan geldi. ’t Hooft, bir kara deliğin içindeki bilginin hacimle değil, olay ufkunun yüzey alanıyla ilişkili olduğunu ortaya koydu.

Bu yaklaşım, kara deliğin içine düşen tüm bilginin, iki boyutlu sınır yüzeyinde bir hologram gibi saklandığını öne sürüyor. Böylece bilgi kaybolmuyor; sadece farklı bir biçimde temsil ediliyor.
Bu fikir zamanla daha da genişletildi:
Eğer bir kara deliğin fiziği sınır yüzeyinde tanımlanabiliyorsa, evrenin tamamı da benzer bir yapıya sahip olabilir mi?
Evren bir kara delik mi?
Bazı teorisyenler, evrenimizin kendisinin dev bir kara delik olabileceğini ve bildiğimiz tüm fiziksel süreçlerin bu “kozmik sınırda” gerçekleştiğini savunuyor. Hatta yerçekiminin bile, sınırdaki kuantum etkileşimlerden “ortaya çıkan” bir kuvvet olabileceği öne sürülüyor.

Bu teoriyi ilginç kılan noktalardan biri, evrenin Hubble yarıçapı ile, tüm kütlesi tek noktada toplandığında oluşacak Schwarzschild yarıçapının birbirine şaşırtıcı derecede yakın olması. Bazı fizikçilere göre bu bir tesadüf değil, önemli bir ipucu olabilir.
Henüz kanıt yok, ama tartışma sürüyor
IFLScience‘da yer alan habere göre: Her ne kadar bu teori büyük ilgi uyandırsa da, şu an için deneysel olarak doğrulanmış değil. Standart kozmoloji modeli, gözlemlenen evreni hâlâ en iyi şekilde açıklayan çerçeve olmayı sürdürüyor.

Ancak holografik evren ve “kara deliğin içindeki evren” fikri, kara delikler, kuantum mekaniği ve yerçekimini tek bir çatı altında birleştirme arayışında olan fizikçiler için hâlâ güçlü ve kışkırtıcı bir ihtimal olarak görülüyor.
Bilim insanları ise şimdilik temkinli:
“Evrenin bir kara deliğin içinde yaşanan bir hologram olup olmadığını anlamak için, daha çok kanıta ihtiyacımız var.”
diyekonustu.com
Daha fazla Bilim Haberleri için TIKLAYIN!

