Casene Mağarası, Irak Kürdistanı’nda, Zap Vadisi’ne hâkim bir bölgede yer alıyor. PKK için uzun yıllar boyunca stratejik bir üs, bir savunma hattı ve bir tür “geri çekilme hattı” olan bu bölge, askeri olduğu kadar ideolojik bir anlam da taşıyor.

Dağ kültürüyle iç içe geçmiş Kürt hareketi açısından Casene, tıpkı Kandil gibi sadece bir sığınak değil; bir direniş sembolü haline geldi.
Sembol olarak Casene
Casene’nin sembol haline gelmesinde birkaç neden var. Öncelikle burası, PKK’nın birçok önemli isminin eğitim aldığı, bazı önemli kongrelerin toplandığı, liderlik değişimlerinin yaşandığı bir merkez olarak biliniyor. Bu nedenle örgüt içinde bir tür “kutsallık” atfedilen alanlardan biri. Silah bırakma sürecinde buranın tercih edilmesi, hem sembolik hem de ideolojik bir mesaj niteliği taşıyor: Mücadelenin başladığı veya güç kazandığı yerden sona erdirilmesi.
Kürt hafızasında derin bir iz
Kürt toplumu açısından Casene’nin önemi sadece PKK ile sınırlı değil. Bölge halkı için burası, yıllardır süren çatışmanın acılarını, göçlerini ve kayıplarını temsil ediyor. Aynı zamanda bir “tarihsel tanıklık” mekânı. Birçok Kürt genci için Casene, direnişi romantize eden anlatıların parçası olurken; birçok aile için kayıplarının son görüldüğü yer.
Casene Mağarası’nın bulunduğu bölge, tarihsel olarak Berzenci aşiretinin de etkili olduğu topraklardandır. Berzenciler, Güney Kürdistan’da özellikle Süleymaniye ve çevresinde tarih boyunca dini, kültürel ve siyasi anlamda önemli roller üstlenmiş bir Kürt aşiretidir.

Nakşibendî tarikatına mensup olmaları ve medrese geleneğini sürdürmeleri sayesinde bölgedeki toplumsal yapıda güçlü bir etkileri olmuştur. Berzencilerin bu bölgedeki tarihsel varlığı, Casene Mağarası’nın taşıdığı sembolik anlamı daha da derinleştirir; çünkü bu topraklar sadece bir çatışmanın değil, aynı zamanda Kürt entelektüel ve dini mirasının da taşıyıcısıdır.
Casene, bu yönüyle hem bir başlangıç hem bir bitiş noktası. PKK’nın burada silah bırakması, bazı çevrelerde “tarihin kapanan bir sayfası” olarak görülürken; bazıları için ise “henüz tamamlanmamış bir çözüm sürecinin sessiz işareti” anlamına geliyor.
Yeni bir dönemin kapısı mı?
Silah bırakma açıklamasının hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP ve DEM Parti ile birlikte “ortak yürüme” kararı aldıklarını belirterek Meclis’te bir komisyon kurulacağını duyurdu. Bu gelişmeler, Casene’deki adımı daha da anlamlı hale getiriyor.

Ancak bu sürecin ne kadar kalıcı olacağı, sadece Casene’deki sembolik hamleye değil, Ankara’daki siyasi iradenin sürekliliğine ve samimiyetine de bağlı olacak. Zira Kürt sorunu, sadece silahlı unsurların sahneden çekilmesiyle değil; anadilde eğitim, kültürel haklar ve siyasi temsil gibi yapısal reformlarla çözülebilecek bir mesele.
Casene Mağarası, aslında Kürt meselesinin en sessiz tanıklarından biri. Bu kez bir savaşın değil, bir barış umudunun mekânı olarak tarihe geçebilir. Ama bu sadece bir mağaranın kaderi değil; Türkiye’nin, Kürtlerin ve tüm toplumun geleceğini belirleyecek bir yol ayrımı.
diyekonustu.com
Diğer Arşiv Haberleri için tıklayın…


